Pazar, Aralık 20, 2015

YILDIZ SAVAŞLARI

Dün güzeldi. Cumartesiydi. Güzel bir cumartesi. Epey olmuş. Güzel bir cumartesi olmayalı epey olmuş. Uzun zamandır yapmadığım bir şeyler yaptığım günler güzel oluyor. Uzun zamandır görmediğim insanları görmek de güzel. Eğer gerçekten görmek istediğim insanlarsa.
Madem görmek istediğim insanlar onlar, neden bu kadar uzun zamandır görmüyorum onları?
Berra geldi dün. Florya'dan. Ben Kartal'daydım. Florya'dan Kartal'a geldi Berra. Florya ve Kartal nedir bilenler, ne demek istediğimi de bilir. Mesafeyi anlar.
İyi insanları görünce daha hızlı anlıyorum artık ben de.
Büyümek bu mu?
Sadece bu olamaz.
Az var iyi insan. Belki de bu yüzden tanınmaları, fark edilmeleri bu kadar kolay artık.
Berra da onlardan biri.
Güneş vardı. Zaten aslında hep var güneş. Hep orada. Hep yerinde. Sadece bazen biz göremiyoruz onu. Ya da o göstermiyor kendini bize.
Sıra var güneşte.
Her şey gibi, güneş de sırayla.
Seviyoruz güneşi. Davetkar tarafını seviyoruz. Mutlu eden, umut veren bir şeyler var güneşte. Sıcak bir şeyler. Hepimiz gizli paganlarız sanırım. Bize bir şeyler yaptırıyor güneş. Hiç hesapta olmayan şeyler.
Sanki borçluyuz ona. Sanki ona karşı bir sorumluluğumuz var.
Çok insan davetini geri çevirmemiş güneşin. Sokaklar kalabalık. Yine de insandan çok araba var her yerde. Yine de AVM'ler parklardan kalabalık. Zaten AVM'ler de çok parktan, bahçeden, ormandan, ağaçtan.
Ve bu, bizi etmesi gerektiği kadar rahatsız etmiyor. Buna da alıştık.
Yeterince çabalamamak!
Alışmanın yaptığı en derin tahribatlardan biri galiba.
Sinemaya gittik biz de. Parka gitmek yerine, sinemaya gittik.
Yıllar sonra, bu zamanlar, "Star Wars zamanlarıydı" diye anılacak belki. Her yer Star Wars.
Star Wars ve Savaş.
Savaşa da alıştık.
Uzun zaman olmuş sinemaya gitmeyeli. En son seyrettiğim filmi hatırlayamayacak kadar uzun. İlk seyrettiğim filmi hatırlayacak kadar uzun. E.T. idi sinemada seyrettiğim ilk film. Sinemada en sevdiğim film de Braveheart. Okul kırıp gitmiştik. Okul kırmaya değmişti. Dirty Dancing'i de sinemada izledim. Sinemadan çıkınca ben de gittim aşık oldum birine. Herkes öyle yaptı sanıyorum. Film bitmesin hemen diye olabilir.
Bodyguard da sinemada izlediklerimden. Onu izlerken zaten aşıktım. Lisedeydim ve aşıktım. Her liseli gibi.
Lise bitmesin hemen diye olabilir.
Star Wars delisi değilim. Bir koleksiyonum yok. Olanları anlıyorum. Hak veriyorum onlara. Bir erkek çocuğu olduğum için zaafım var ama elbette. Serinin başlangıcında da erkek çocuğuydum ben çünkü.
Sevdim ben Star Wars'u.
İzlerken bana yaptıklarını sevdim. Beni alıp götürdüğü yerleri, bana hatırlattığı şeyleri sevdim. 2 saat için çocuk oldum yine.
Çok istersem çocuk olmayı, çikolatalı süt içiyorum.
Hani, küçük, kırık hatta belki buruk bir gülümseme olur ya bazen insanın yüzünde, ağzında bir şeyler hatırlarken, bir şeyler yaşarken; o gülümsemeyi sevdim ben en çok Star Wars izlerken.
Ayrıca 3 boyutluydu.
Adı değişikti ben onu ilk tanıdığımda. "Yıldız Savaşları" derdik biz ona.
Millenium Falcon, X-Wings, Chewie, R2-D2, C3-PO...hepsini özlemişim. Pilav günüydü sanki. Okul bahçesinde toplanmıştık hepimiz.
Hatta Stormtroopers! O hergeleleri bile özlemişim.
Her okulda vardır "gıcık" tipler.
"Han Solo da yaşlanmış" dedim gördüğümde. Prenses Leia'nın altın bikinisini düşündüm, Leia'yı görünce. Han, Leia'ya, "Saçın değişmiş!" deyince güldüm mesela.
Gözlerim Darth Vader'ı aradı film boyunca.
Ve Luke Skywalker'ı bekledim. Heyecanla. Ve sabırsız.
Bana bunları yapan bir şeyi ben nasıl sevmeyeyim? neden sevmeyeyim ya da?
Lise hayatım çok güzeldi benim.
Sevdim ben seyrettiğim şeyi. Tekniğine, diline, konu örgüsüne bakmadan sevdim. Başka şeyler vardı çünkü bakacak. Daha mühim şeyler, daha duygulu, daha insani şeyler. Sadece 3D gözlük vardı gözümde izlerken. Başka gözlükler takmadım.
"İyi ki gelmiş Berra Florya'dan" dedim. "iyi ki güne açmış, iyi ki sinemaya gitmişiz bu kadar uzun zamandan sonra" dedim.
Sinemaya, yemek yiyenler yüzünden gitmiyorum ben. Sinemada, sinemadaymış gibi, başkaları da varmış gibi yemek yemedikleri için gitmiyorum sinemaya.
Tüm dünyada yasaklanmalı sinemada yemek yemek.
Çok isteyen, mutfağına perde koysun.
Beni yok saydıkları için kızıyorum onlara. Kimseye kızmak istemiyorum artık. Ondan gitmiyorum. Uzak duruyorum öyle yerlerden, öyle insanlardan. Zehirliyorlar beni. Zehri azaltmaya çalışıyorum.
Evde de öyle mi yemek yiyorlar acaba sinemda yemek yiyenler? Gürültülü, özensiz, telaşlı...
40 yıldır açmış gibi. Ve bir 40 yıl daha aç kalacak gibi filmden sonra.
Ben sevdim Star Wars'u. O anı, o an orada olmayı, deneyimin kendisini sevdim. Sevmek için gittim zaten. Kararlıydım.
Sevmeyenler çok oldu. Mutsuz oldu onlar filmden. Onlar da kararlıydı.
"Beklediğim gibi değildi!" dedi bir kadın. Çok istedim ona "Ne bekliyordunuz ki?" diye sormayı ve cevabı dinlemeden oradan, ondan gitmeyi.
Sormadım elbette. Sadece gittim. Dedim ya; zehirden uzak durmaya gayret ediyorum.
Sevmemek için okursak, dinlersek, yazarsak; sevmeyecek çok şey buluruz. Yatkınız buna. Hazırız. Zaten zor geçen hayatlarımızı, bir seviye daha zorlaştırmaya çok hazırız.
Sevmemeyi seviyoruz.
Buna da fena halde alıştık.
Galiba bizi alışkanlıklarımız öldürecek.
Ben sevdim "Yıldız Savaşlarını".

6 yorum:

  1. Açık paganlar da var, hem de epey kalabalıklar ;) Sen o adada o kadar kaldıktan sonra kendin bile Pagan olmuş olabilirsin zaten. Ben zaten yaşadığım yer sayesinde meyilliyim olmaya, bakalım göreceğiz ormanın ortasında yaşamak algıları değiştirecek mi..

    YanıtlaSil
  2. Açık paganlar da var, hem de epey kalabalıklar ;) Sen o adada o kadar kaldıktan sonra kendin bile Pagan olmuş olabilirsin zaten. Ben zaten yaşadığım yer sayesinde meyilliyim olmaya, bakalım göreceğiz ormanın ortasında yaşamak algıları değiştirecek mi..

    YanıtlaSil
  3. yazmaya devam edin sizi okumak eglenceli :)

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim ayrıca sitemite ziyaret etmenizi bekliyorum
    http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/

    YanıtlaSil