Salı, Aralık 17, 2013

THE CEMAAT

Ne zaman biri "CEMAAT" dese, beni aklıma JOHN GRISHAM gelir. John Grisham ve THE FIRM. Bir de genç TOM CRUISE... Orada bir adam var uzakta. Orada derken Pensilvanyada. Amerikada yani.Tam konumunu belirtemiyorum ama kime sorsan gösterir diyorlar. Gitmesek de,görmesek de,elini öpüp hayır duasını almasak da,o adam bizim BAŞBAKANIMIZDIR. Sadece başbakanımız olsa yine iyi; CUMHURBAŞANIMIZDIR, ANA MUHALEFET LİDERİMİZDİR, BELEDİYE BAŞKANIMIZ, VALİMİZ, APARTMAN YÖNETİCİMİZ... Lakin kendisi ülkesini "uzaklardan, okyanus ötesinden" yönetiyor. Dönmüyor çok sevdiği ülkesine, insanına, toprağına. Öyle diyor ulu zat her sorulduğunda; "Çok özledim, çok seviyorum" diyor hasretle, gözleri yaşlı! Lakin dönmüyor.Çok sevdiği için sanırım. Kıyamıyor olabilir. İnsan kıyamaz sevdiğine. Kendisi bir lider, bir önder. CEMAAT lideri. Peki.Demek "CEMAAT LİDERİ". Anladım. Peki. Aslında , hayır anlamadım! CEMAAT ne? Bir resmi kurum mu bu? Bir uluslararası politik ve sosyal muhattap mı? Bir şirket mi? İs it a FIRM? Bir holding? Hayır kurumu? Bir dernek mi yoksa? Kurumsal bir yapı mı? Merkezi var mı? Adresi ne? Mesela küçük bir çocuk cemaate bir mektup yazmak istese yılbaşı hediyesi için, adres olarak ne yazacak? "Pensilvanya, USA" mi? Halka açık mı bu CEMAAT? Halka açık ama... herkese açık olmadığı belli gibi sanki.UNESCO gibi bir şey mi bu CEMAAT? Yani aslında C.E.M.A.A.T mi? BM, NATO, IMF ,Dünya Sağlık Örgütü, OSCAR AKEDEMİSİ ve CEMAAT arasında ne gibi benzerlikler var? En az onlar kadar saygın, meşru ve ciddi bir yapı olmalı CEMAAT. Zira bir ülkenin , bir model(!) ülkenin, demokrasisi ileri(!) bir ülkenin lideri, muhalefeti, TFF başkanı, Şöförler odası cemiyeti cümbür cemaat, CEMAAT'le görüşmeye gidiyorsa;CEMAAT'ten, liderinden "izin" alıyorsa bazı konularda, demek ki önemli bir şey bu "CEMAAT" diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Normalleşti bu durum. Yani "Bir devletin, henüz tam anlamıyla tanımlayamadığımız fakat çok iyi tanıyormuş gibi yaptığımız bir yapı,fraksyon,cemiyet,gönüllüler birliği...vs.ile fikir alışverişinde olmasını" kast ediyorum. Bir hükümetin yine aynı yapıdan çekinmesi hatta korkması,savaşması,anlaşması...kısaca "muhattap" alması normalleşti.Normalleştirdiler.Normalleştirdik. Alıştık CEMAATLE yaşamaya.Her şeye "alışma hızımız" muazzamdır zaten. Bir de, hemen unutuveririz. Hemen adapte olduk. Meraklıyız "CEMAAT HABERLERİNE". Bu "durum" bir tek bana mı çok "gerçeküstü" geliyor? ben de meraklıyımdır çok. Nasıl avantajları var CEMAATİN? Çalışanlarına sağlık sigortası yapıyor mu? Çalışanları var mı? SSK'sı, Bağkur'u yatan çalışanları var mı? Yıllık 2 hafta izinli çalışanları? Mesela bir gün kapım çalsa, açsam. İki adam çıksa karşıma, takım elbiseli, sıfır yaka gömlekli, sakallı, yüzlerine nur inmiş, gül kokan, yani kısaca "üniformalı" iki kişi. "Biz cemaatten geliyoruz" deseler, ben de onlara "Kimlik görebilir miyim?" diye sorsam? Var mı "cemaat çalışanlarının bir resmi ID'si, yaka kartı, kartviziti? Şirket, pardon, cemaat arabalarıyla mı geziyorlar? Mesela bir anne "Benim oğlan da özel bir cemaatte şöför!" diyebiliyor mu gururla, gözleri yaşlı? Peki ya "üyeler"? Onların kartı var mı mesela? CEMAAT ÜYELİK KARTI? Aidat ödüyorlar mıdır peki? Dolarla mı, Türk Lirasıyla mı ödüyorlar acaba ödüyorlarsa? Ben anlamıyor bu "CEMAAT MEVZUSUNU". Susuyor ben. Kafam yine karıştı. Anneme gideyim en iyisi. Kereviz yapsın bana. Zeytinyağlı. Kafayı topluyorum annemde. Kereviz yerken topluyorum kafayı. Ne zaman biri CEMAAT dese, benim aklıma JOHN GRISHAM geliyor. Peki senin?