Alışmaya gayret ediyorum. Sarsılıyorum ama hala. Çok çukurlu bir yolda, bir arabada gibiyim. Yol da uzun gibi.
Dün gece test ettim kendimi. Sokağa çıktım. Bir kaç mekan dolaştım. Kafam dağılır belki dedim. Dediğim çıkmadı. Turuma House Cafe'de başladım. Ardından Novo'ya geçtim. Teğet geçtim ama çok durmadım. Mert Yücel İndigo'da çalıyordu. Gideceğime çok önce söz vermiştim. Gitmeyebilirdim. Gittim. Güzel çaldı. Novo'ya geri döndüm. Arkadaşlarım geldi yanıma. 3 kişi olduk. Oz-e, Nil ve ben. Lux'a gittik. Ali vardı. Hagop vardı. Fresh B vardı. U.F.U.K çaldı. Değişik çaldı. Güzeldi.
Son gecesinde Defne'yle olan bir arkadaş geldi yanıma. Onu en son sağ görenlerden. Onu kıskandım. Kızdım da ona. Üzgündü. "Yazını okudum. Ağladım ben de. O gece onunlaydım." dedi.
Kanatlı ayakkabıları vardı çocuğun. Adidas'tı galiba.
Uçarak uzaklaştı çocuk.
Çıkarken biri "Defneee" diye bağırdı beni görünce. Ben kimin bağırdığını görmedim. Alay mı etti, anlamadım. Belki bir arkadaşına seslendi. Belki bana öyle geldi
11:11'de gidelim dedik. Dediğimizi de yaptık. Çok eski tanırız Tangun'u, Kürşat'ı, Banu'yu, Mithat'ı, bütün ekibi. Kiwi'yi gördük. Kesmemiş bıyıkları. Komik heriftir Kiwi. Güzel mekandır 11:11.
Bu turu, bu mekanları, insanları şundan yazdım: Bazı geceler karşılaşırdık biz Defne'yle. Beraber çıkmasak da karşılaşırdık. Dünya küçük ya, İstanbul daha da küçük. Ne zaman gece dışarı çıksam, ne zaman hep aynı insanları görsem, İstanbul'da 15 milyon insanın yaşadığına inanmak daha da zor oluyor. Sanki 300 kişi yaşıyormuş gibi koca şehirde.
Gariptir, gözlerim aradı. Taradı ufaktan. Aptalca biliyorum. Çocukça.
Yaptım ama yine de. Zaten sürekli aptallıklar yapıyorum. Alışkınım. Şunu anladım ben dün gece, turumdan şunu çıkarttım: Uzun bir süre zihnim, algım 19 mayıslar, 10 kasımlar, 23 nisanlardaki televizyon ekranlarına benzeyecek.
Köşede bir Atatürk görseli ve Türk bayrağı olur ya; hep oradadır onlar.
Görüntüler değişir ekranda. Programlar değişir. Haber olur, spor olur, dizi olur, film, yarışma, güncel, reklamlar, tartışma ıvır olur zıvır olur, Atatürk'le bayrak hiç gitmez ya...
Öyle işte benim zihnim, algım bu aralar. Hep yaptığım şeyleri yapıyorum.
Tadım yok pek ama yapıyorum.
Yaptığım şeyleri yaparken ben, bir ekran var. Köşede bir resim var. Ne yapsam orada resim.
Biliyorum ne olup bittiğini. Niye orada olduğunu. Anlıyorum. Alışıyorum. Kabul de ediyorum.
Çünkü...
Resimdekini özlüyorum.
her nekadar resimdekini tanısakta,alışamadık.. :(
YanıtlaSilyüreğine sağlık günçe..
biraz zaman alsada alışıcaksın. içtiğin her içkide şerefe yaparken bir kerede onun için masaya vurucaksın. her anında hatırlıycaksın zaman zaman üzülüceksin aklında kötü bir anısı kalmıycak hepsi komik hepsi güzel olucak. en azından 2 sene önce ölen abim için ben bunları yaşıyor ve yapıyorum... umarım zaman senin içinde ilaç olur...
YanıtlaSilkalemine sağlık..
YanıtlaSilçok güzel ifade etmişsin..
Köşede bir Atatürk görseli ve Türk bayrağı olur ya. Hep oradadır onlar.
Görüntüler değişir ekranda. Programlar değişir.
Haber olur, spor olur, dizi olur, film, yarışma, güncel, reklamlar, tartışma ıvır olur zıvır olur, Atatürk'le bayrak hiç gitmez ya...
Öyle işte benim zihnim, algım bu aralar...
..
Köşede bir resim var.
Ne yapsam orada resim.
Biliyorum ne olup bittiğini. Niye orada olduğunu. Anlıyorum. Alışıyorum. Kabul de ediyorum.
Çünkü...
Resimdekini tanıyorum.
Tebrikler..
defne ile ilgili olan yazılarının tümü çok güzel yüregine saglık
YanıtlaSilunutmaya çalışmak neden. seviyorsan hatırla. gözlerin arasın,,ismini duyduğunda kalbin çarpsın.bırak hayat ağla diyorsa ağla.. sesini, yüzünü, espirilerini, enerjisini unuttuğunda ne olacak acın mı azalacak yok sa mutlu mu olacaksın.. onlar daha acı unutmak en kötüsü.. unutulmak dahada... o bayrak gibi aklında olsun ekran kararsa bile o hep parlasın..
YanıtlaSilDefne denınce yunus yunus denınce Defne gelır aklıma hep benim...Yıne sen aklıma geldın ılk..Daha öncede söyledim Sen bana ondan yadigar gibisin...
YanıtlaSilAteş düştüğü yeri yakar sözünden hiç haz etmiyorum ama doğru..Ateş düştüğü yeri yaktı.
YanıtlaSilçok güzel yazmişsin ellerine yüregine saglik
YanıtlaSilÇok uzun bir hayatım yok belki ama uzun yıllardır sizleri tanıyor, takip ediyorum...
YanıtlaSilBerbat bir zaman dilimini paylaşıyoruz şu an.
Bu acının tazeliği hiç geçmeyecek ama insan açık yaralarıyla da yaşayabiliyor. Hatta bazen kabuk tutmaya başlayacak olursa bile kopartıp kanatabiliyor. Acının tazeliği birilerini yaşatma arzusuna eş bence.
Defne'yi yaşatacak açık yaraların sahipleriyiz.
Ve biliyorum O oradan yine gülümsüyordur sana,
çünkü insandan da "insan" bir dostsun sen...
yine çok güzel ifade etmişsin. kalemine sağlık... bu zamanda 'Dost' bulmak çok zor iyi bilirim, Ama 'dost' kaybetmek çok daha.......
YanıtlaSilyazının sonu ağlattı beni. .
YanıtlaSilağzına sağlık Yunus
YanıtlaSil4 yıl önce kuzenim dediğim dostumu 11 ay önce babamı kaybettim babamın gidişi çok daha şiddetli ve farklı oldu tabikide hala zaman,sabır kelimelerini çok sık duyuyorum şuanda seninle kıyaslıyorum kendimi birlikte herşeyimizi paylaştığım dostum gideli 4 yıl oldu alışılıyor kelimesi yalan buna alışmak denmiyor değişik bir duygu tarifini yapamıyorum vefatından uzun bir süre sonra başka bir arkadaşım telefonumdan numarasını sildi kuzenimin çünkü en ufacık bişeyimde elim direk ismine gidiyordu gidenlerle birlikte yaşamaya devam ediyorsun ama farklı bir yere gitmiş gibi hissediyorsun beynin ona odaklanıyor resimlerini evin heryerine koyuyorsun ama bakmıyorsun zaten sürekli aklında resmi gözünde resme baktıkça boyutlu gibi kalbindeki acının şiddeti artıyor ismi sürekli karşına çıkıyor benzerlerini görüyosun ne kdr çok varmış benzeri diyorsun yada seninde dediğin gibi algıda seçicilik.Giden ünlüde olsa ünsüzde azda sevilse çokta sevilse bir sürü laf çıkartıyorlar çok kızıyorsun sonraları duymuyorsun bile çünkü bilirsin öyle olmadığını kendini yormazsın bile gücünde yoktur zaten.Zamanla gülüyorsun ağlıyorsun eğlenmeye gidiyorsun herşeyi yapmaya devam ediyorsun sonra pişman oluyorsun ne yapıyorum ben ne için yaşıyorum kimin için yaşıyorum diyorsun daha umursamaz oluyorsun sahiplenme duygun köreliyor ama bir şekilde yaşıyorsun hayat devam ediyor dedikleri etsin bakalım neler daha görücez.
Defne ile hiç tanışmadım ama Defneyle birlikte büyüyenlerden çok sevenlerden biriyim hiç bir paylaşımım olmamasına rağmen seviyorum.
irenoloji yazmış çok doğru ağzına sağlık,
Bu acının tazeliği hiç geçmeyecek ama insan açık yaralarıyla da yaşayabiliyor. Hatta bazen kabuk tutmaya başlayacak olursa bile kopartıp kanatabiliyor. Acının tazeliği birilerini yaşatma arzusuna eş bence.
Defne'yi yaşatacak açık yaraların sahipleriyiz.
Acını paylaşıyorum buraya yorum yazan herkes paylaşıyor (acı nasıl paylaşılır sanırım saygı duyulmak dinlendiğin ve senide sevenlerinin olduğunu bilmek umursandığını bilmek acı azaltıyor en azından ben öyle biliyorum ve hissediyorum yaşadığım için)
Allah sabır versin bütün yakınlarına
MEKANIN CENNET OLSUN DEFNE JOY FOSTER
En zor olanı yok olduğunu bilmek ve bunu kabullenmek. Bu acıda sen yalnız değilsin bizde senin kadar olamaz tabi ama inan ailemizden birini kaybetmiş gibi yaşadık gecenin bir vaktinde uyanıyorum ve inanamıyorum bu sabah saat 04:23 te uyandım ve birdaha uyuyamadım. Anne baba kaybetmiş biriyim ateşin ne olduğunu bilirim. İnsan herşeye alışıyor ancak özlem hiç bitmiyor ve bitmeyecek. Bize düşen yapabilirsek özlemimizi hafifletmek için hatıralarını taze tutmak rüyalarda görmeyi dilemek. Allah sabır versin önce sana Yunus sonra bütün sevenlerine.
YanıtlaSilOyle birseydrki bu onun olmyacagni bile bile onu aramak.aci ama gercek olani kabullenememek...oda bunlari duyuyodur eminm bizlerin uzuntusunu goruyordur.En son dedigi gbii.."SIzin Beni Sevdiginiz kadar Benimde Sizi Sevdigimi unutmayin" diyodur hala... Yunus Yuregine saglik hislerimize cok guzel tercuman oluyorsun..defneyi en guzel sekilde anlat..bu guzel duygulri okumk aciyi bi nebze olsun azaltiyor....
YanıtlaSilgeçmez.. geçmiyo.. o resim hep orda kalacak. istemem ama başka çıkar yok, yanına başkalarıda eklenicek. ara ara kafanı kaldırp bakıcaksın, untmadığına, unutamadığına kanaat getirdiğinde gene devam edeceksin yaşamaya.
YanıtlaSil"şimdi burda olsaydı" derken başta ağlıyor insan, seneler geçtikçe, buruk bir gülümseme oluyo acı...
yazdıklarını anlamıyorum hissediyorm.. ya da daha önce kendi yaşadıklarımda hissettiklerimle özdeşleştiriyorum...
içtenlikle teşekkür ederim. bugün kafamı kaldırıp kendi ekranımdaki resme baktım. belkide senelerdir gördüğüm ve durmu tanımlayan en güzel metafordu bu.....
Bir insan kendi içinde bulunduğu ruh halini bu kadar mı güzel anlatır.Son kısımlar çok güzeldi.Yine çok güzel bir yazıydı.Defne çok şanslı kessinlikle.Allah herkese bırakıp gittiğinde bu Dünya'yı ,ardından onu böyle hoş ve güzel anacak , arayacak insanlar bıraksın.
YanıtlaSilSen süper bir dostsun Günçe.
Yavaş yavaş buna da alışacağız.Hayat alıştıracak bizi buna.
alışmak dediğimiz şey aslında, o televizyonun kenarında sürekli orda olmasına alıştığımız bayrak resmi, atatürk resmine, bakmamayı öğrenmek..
YanıtlaSilgirdiğin mekanlarda, o'nun gelmiyeceğine şartlanmak, gelebilme olasılığına şartlanmış beyninden o olasılığı silmektir.
pek öyle televizyonla, magazinle ilgisi olan biri değilimdir. okuduğum okul sebebiyle, ölüm çok doğal gelir bana, "defne" ninkisi de öyle.
ama bilirim, ateş düştüğü yeri yakar, 1 ay önce kaybettiğim dedemi, evine gittiğimde oda oda dolaşıp nası aradığımı ben bilirim. senin de hissettiğin duygular böyle bişeydir diye tahmin ediyorum.
neyse; demeye çalıştığım,
h.u. nun yazdıklarını çok kişi okuyo, bende okudum, sonra senin yazdığını okudum, sonra twitterina baktım, blog unu okudum,
h.u. nun yazdıklarını bi daha okumadım. bundan sonra hiç bi yazdığını da okıycağımı düşünmüyorum.
senin twitterını ve blog unu sık kullanılanlara ekledım.
"defne" gerçekten çok şanslı bir insanmış. allah tüm dostlarına, ailesine, sevenlerine sabır versin.
trabzon dan sevgiler.