Benim bir öfke problemim var. Fakat bu durumun kendisiyle bir problemim yok. Öfkeyle bir problemim yok. Öfkeli olmayı, hala bir şeylere öfkelenebilmeyi seviyorum hatta çokça. Nabzımın attığı anlarım onlar benim. Öfke problemim olmasıyla, kişisel bir derdim yok.
Bunu gizlemiyorum. Kasığıma yazacağım yakında.
Bir "meselem" var benim. Bir şeylerle meselem var. Birileriyle. Bir metotla, bir ekolle meselem var. Yazdığım her şeyin aklı-fikri o mesele. Konular fark etmez. Temelde itiraz ettiğim şeyler bunlar. Aslında her şey tek bir "mesele" yani.
Kontrol paneli bende, panel hep aynı. Yanıp sönen ışıklar, düğmeler, kollar, aşırı yükleme, aşırı besleme, güç kayıpları...Atan devrler, yanan kafalar...
Kafamın içini görebilsen keşke. Yanarken bir görsen...
Benim bir öfke problemim var. Bundan sebep eve silah sokmuyorum. Gazete de almıyorum. Zorunda kalmazsam haber izlemiyorum. Haber ticaretini hiç sevmiyorum. Haber tüccarlarından tiksindim.
Çarşambadan beri onlarca yazı yazılmıştır. Yazılmış, biliyorum. hıncalınkini okudum. orayınkini okudum. Okuduklarımla ilgili bir şeyler de yazdım hatta. Utanarak. Onlar adına utanarak.
En son bir yazı daha okudum. Mehtap Erel yazmış. Www.hurriyetailem.com'da yazmış."Sakıncalı Analizler" isimli köşesinde yazmış. "Aslında yazmayacaktım.Ben popüleri,çok yazılanı pek yazmıyorum" temalı bir giriş var yazıya. Bir uyarı var. Bu bağlamda yazı yazı değil sadece, bir lütuf!
Bir mektup bu yazı. Oğlu Can'a bir mektup. Defne'nin oğlu Can'a!
Mehtap Hanım mektubuna, mektuptaki önermelere, saptamalara çok da güveniyor olmalı zira mektubun başında "Yazılan hiçbir şeyi okuma. Bir tek benim yazdığımı oku" gibi bir telkin var.
Duygusal bir mektup. Empatik olduğu söylenebilir. "Anneler anneleri anlar. Bütün anneler aynıdır. Hepsi çocuklarına tapar. Onlar için ölürler" önermesi hakim mektuba.
Yazılanların bir kısmına, hatta çoğuna fikirsel anlamda katıldığımı belirtmeliyim. Lakin yazının temel vurgusuna, her ne kadar o vurgu gizlenmiş de olsa, satır arasında da kalsa, tamamen ve fanatik bir deli gibi karşı olduğumu bilsin herkes. Temel vurgu minik bir cümleye sıkışmış :
"Belki de lohusalık sıkıntılarını henüz üzerinden atamamış. Bir HATA yapmış!Bu kısmı seni ilgilendirmez."
Ben lohusalık nedir bilmem, bilemem. Lohusalığı deneyimlemem mümkün değil. Fakat duydum. Bir fikrim var. Doğum sonrası yaşanan süreci anlatan, halkça bir ifade. Bir tanım. Şerbeti var. Ablalarım doğum yaptıkları için biliyorum. Tatlı baya. Şekerli.
"Lohusalık sıkıntısı" nedir? Nasıl atlatılır? Atlatması ne kadar vakit alır? Kişiyi nasıl etkiler? Sadece fiziksel midir? Nedir? Ne değildir? Bir kadına lohusalık nasıl HATALAR yaptırabilir? Bu soruları elbette bir uzmana ya da en azından yaşayan birine sormak lazım.
Ben ne uzmanım, ne de yaşadım. Zaten şu an için umurumda da değil.
Yazının, mektubun benim şidddetle karşı olduğum, anlayamadığım, anlamlandıramadığım, temel vurgusu bu değil aslında. "Lohusalık ve travmaları" değil benim odağım.
Beni şaşırtan, kızdıran, çaresizleştiren vurgu başka:
"Bir HATA yaptı!"
Hata mı? Ne hatası? Bahsi geçen hata nedir?
Anne olması mı?
Biz annenin bir gece önce ne yaptığını, nerede olduğunu, bir gece sonra ne yapacağını, nerede olacağını biliyor muyuz? Anne her gece mi çıkıyor? Eve küfeyle mi dönüyor?
Biz ne biliyoruz peki?
Hata nedir?
Bir annenin bekar bir adamın evine gitmesi mi hata? Alkol içmesi mi? Yoksa hata, o annenin ölmesi mi? Nerede , nasıl öleceğini ön görememesi mi? Düşünmeliydi anne bunları. Hesaplamalıydı. Hata! Büyük hata!
Neyse, bir daha yapmaz. Daha dikkatli olur. Zaten yapamaz. Öldü çünkü. Size sormadan öldü.
Tuhaf bir ana fikri var mektubun: "Anne bir hata yapmış lakin kendisi öldüğü için bu seferlik bu hatayı görmezden geleceğiz biz."
Ne yüce gönüllüsünüz. Ne kadar cömert, ne kadar bağışlayıcı, ne kadar da iyisiniz.
Eksik olmayın. Biz sizi hak edecek ne yaptık?
Siz kimsiniz yahu? Retorik bir soru değil bu. Merak ediyorum gerçekten. Gerçekten bir soru bu: Siz kimsiniz?
Neredeydiniz o gece?
"Ben ONU hiç tanımazdım aslında..." diye başlayan yazılarınızı alın ve gidin. Uzaklara gidin. Bize uzak olun. Ona daha da uzak olun. İyilik yapmayın. Bizimle aynı tarafta olmayın.
Gölge etmeyin!
Hastalıklı bence bu ana fikir. Kangren. Eti çürümüş bu fikrin. Korkunç bir fikir bu. Sinsi.
Sinsi korkunçtur zaten. Korkaktır sinsi olan. Pusudadır hep. Bekler.
O cümle çok mühim bir cümle. Çok sevimsiz bir cümle. Yazının asıl "niyetini", yazanın "bilinçaltını" üste çıkaran bir cümle. Müthiş "kırsal" ve "töre" çağrıştıran bir cümle.
Yazık o cümleye. O fikre, o "idare etme" haline yazık.
Hangi "hata" o annenin ölümünü haklı çıkartacak? Beni hangi "hata" ikna edecek buna, fikrimi değiştirecek?
Size ne? Bana ne?
Gerçekten soruyorum yine:
Size ne? Bana ne?
Nedir bu "canım o da yapmasaymış"cılık? Bu nasıl bir ikiyüzlülük? Bana da öğretin. Beni de kurtarın. Başka biri yapın beni de. Sizin gibi düşünmeyi öğretin. Kim bilir belki öyle daha mutlu olurum. Gidelim mezarlarda dans edelim hep beraber. Ölenlere gülelim. Öldüler diye kızalım, küçümseyelim. Hatta şöyle yapalım: Ekipler kuralım. Gönüllü olalım. Gece çıkan, içki içen anneleri tespit etsin bu ekipler. Doğal yollarla ölmelerini de beklemeyelim. Yakalayalım o anneleri. Sokaklarda, yakaladığımız yerlerde, hemen oracıkta kazıklara bağlayalım, yakalım cayır cayır.
Videoya çekip ölen annenin kocasına, çocuğuna, ailesine verelim kaseti.
Düzelir miyiz o zaman? Düzeltir miyiz?
Ne olur hepimiz susalım artık. Bunu içtenlikle yapalım. Ben de kahrolayım bunları yazıyorum diye.
"Durun!Benim daha başka, daha çarpıcı bir fikrim var!" yarışmasından çekilelim.
Biz kaybedelim bu sefer.
En fazla ne kaybederiz?
Biraz düşünelim.
budur.
YanıtlaSilsöylenmesi gereken her şey burda...tabi anlayana....
YanıtlaSilKalem savaşına döndü bu durum.Tüm köşe yazarı-yazmayanı , parmakları tuşa basmayı beceren , iki klavye bilgisi olan , bu acı durumdan paye çıkarmaktan vazgeçsin artık.Bitsin , yetsin artık.
YanıtlaSilİnsanız ya biz, hani duygularımız var ya; bir o kadar da hayvanız, vahşiyiz ya.. Aklımızdan önce ağzımız çalışır ya.. İşte hep bundan. En doğrusunu biz biliriz, komşu hep yanlış yapar. Bok atmak en büyük meziyetimiz.. Üstümüzdeki o kurumuş boku başkasına sıçratabilirsek şanslı sayarız kendimizi. Aferin bize. İnsanız ya..
YanıtlaSilo mektup yazısını bende okumuştum hatta 'Aa sonunda düzgün duygusal şeyler yazmak, terbiyesizleri ayıplamak akıllarına geldi' die sevnmiştim. Satır arasında yazanı atlamışım, hiç görememiş, düşünememişim.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilo şahısların bu yazıyı mutlaka okumaları lazım bir süre de düşünmeleri .. ee hala akıllarında bir şeyleri değiştiremedilerse o kişilerde büyük sorun var demektir gerçi yokta değil .. çok güzel yazmışsın ! daha ne denir.
YanıtlaSilhata yapmış olsa bile kime ne? kaldı ki ben böyle bir şey olduğuna inanmıyorum bile....ne kadar kolay birilerinin arkasından atıp tutmak hele ki cevap veremeyecek birisiyse bu kişi... neden insanlar devamlı hata ararlar? neden ne yaşandığını bilmeden yorum yaparlar? neden kimse çıkıp doktor aramak yerine direk ambulansı aramadığını sormuyor? neden o durumda birini yalnız bıraktığını sormuyor? saçma insanların hepsi saçma.... abuk sabuk yorum yapanlar boş insanlar...öfke doluyum bu insanlara... birebir tanımam defneyi... ama şuna eminim ki bu kadar ÇOCUK RUHLU birisi çocuğunu her şeyden önce eşinden annesinden herkesten önce çocuğunu üzecek ona şu an ya da ilerde zarar verecek hiç bir şey yapmaz yapamaz....insanlar neden bunu görmüyor? neden böyle düşünmüyor? bir insanı karalamak çok kolaydır önemli olan insanın ne yaşadığını bilmek derinine inebilmektir..
YanıtlaSilsadece bu yazıda değil güya tüm savunma! yazılarında var buna benzer ifadeler. ortada savunulacak, hoşgörülecek bir durum yok!! sadece üzülünecek yas tututalacak bir kayıp var. düşüncene kesinlikle katılıyorum. keşke artık herkes sussa ve Defne huzura kavuşsa.
YanıtlaSilbelki sen yakın arkadaşına yapılmış bir haksızlık için bu kadar öfkelisin. ama öfkeni çok iyi anlıyorum ve aynı öfkeyi duyuyorum şu anda bu insanlara. bu memlekette kadın olmak bu kadar zor olmamalı ya. ölmüş bi insana bir sürü rol biçip hala ona ve ailesine resmen bedel ödetmeye çalışıyorlar. durum gittikçe can sıkıcı olmaya başladı. hızla kessinler ahkam kesmeyi, artık midemi bulandırıyorlar!
YanıtlaSilyazar çizerler bide bunu okusunlar!!
YanıtlaSildikkatimi çeken ama görmezden gelmek istediğim bir ayrıntıydı...
YanıtlaSilgözüme soktun...
görmezden gelmeye çalıştığıma bile utandım...
beynimi çarşamba pazarına çevirdin hepten... senelerdir severim seni ama bu denili saygı duyabileceğimi hiç düşünmemiştim...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yazıyı yazanın o kaçındığını iddia ettiği "popüler"e yanaşmaktan başka bir derdi olduğunu düşünmüyorum.. Kötü olan ise rengini belli etmeme çabaları.. Anneliğe vurup içi acıyan bünyelere dokunayım ama "HATA" yaptığını da "ustaca" sokuşturayım araya ki her iki tarafa da çaktırmadan yaranayım.. Bırak allah aşkına be kadın.. Hıncal kadar sinir bozucusun..
YanıtlaSilYunus seni nedenini bilmeden sevmiyodum,ama bunu okuduktan sonra sevdim.Yorum yapmıcam,sen herşeyi söylemişsin.Çok samimi,çok gerçek,çok insani.Duygularımı paylaştığın için teşekkür.Başın sağolsun...
YanıtlaSilhep gülen yüzünü mutsuzluk kaplıyordur belki de bu yazılan çirkin seyler yüzünden. Rahat bırakmalı artık o'nu..
YanıtlaSilBahsedilen yazıyı okumama rağmen orayı atlamışım,niyeyse hiç dikkatimi çekmemiş, onun dışındaki yazılanları çok sevmiştim ama o detay herşeyi alıp götürmüş..Giden gitti, bize cevap verme şansı yok, keşke olsaydı da gerekirse doğru deseydi ama yok..Keşke arkasından bu kadar konuşan olduğunu görüpde üzmeseydik onu,o hep bizi güldürdü çünkü, küçüklüğümde Sihirli Annem izledim bende, biraz zaman geçince bir iş için lazımı da izledim, hiç üzdüğü zamana denk gelmedim,bir kere biz onu mutlu etsek,sussak..Keşke arkasından konuşmalar dursa, keşke geride bıraktıkları düşünülse, keşke herşeyin göründüğü gibi olmadığını anlayabilsek, keşke insanları yargılamak bu kadar kolay olmasa ve keşke o'na saygı duyabilsek.. Neden O hayattayken yüzüne söylemedi onu sevmeyen arkasından konuşan yazarlar?Neden korktular?Hazır cevaplılığından mı yoksa istenilen reytingin alınamaması ilgi çekilememesinden mi? Bu kadar mı düştü insanlık?Kendi tanıtımımızı yapmak için insanların ölmesini malzeme olarak kullanır olduk?Çok yazık..Kalemine sağlık..
YanıtlaSilkime göre, neye göre hata sayılır ki insanın yaşadıkları..buna kim karar verir?hayata iki elinin arasından bile bakmaya cesareti olmayan insanlar günlerdir konuşuyo,atıp tutuyo..ne yazık ki bizlerde bu insanların yazdıklarını okuyoruz.acı olan ne biliyo musun senin güzeller güzeli arkadaşın bu insanların içine küçücük çocuğunu bıraktı.Bilmiyodu ki insanların böylesine acımasız oldukarını, bilseydi bırakırmıydı canını?Hiç sanmıyorum!
YanıtlaSilBen de anneyim... ben de neseli ,bazen deli dolu,mutlu bir insanım ve ben de esim tarafından deli gibi seviliyorum,seviyorum...benimde bir sevilme deliligim var...benimde cocugum bana muhtac ...benim de kaytardıgım geceler var...hele de gunduzler...kres var..dadı var ..ama cok degil her anne kadar var kaçamaklarım..her ınsan kadar alkol var hayatımda...hatta sıgara...şimdi unutamadıgım, yatınca gozumun onune durmadan gelen bır olum var..kızımın adı da defne benim..ben de dusunuyorum alısveriste,ev oturmasında belki gunduz matınesi sinemada ya olursemi... ya denk geldigim bir adama gozum kayarda oracıkta ölürüm diye...Yine de ünlu degilim ben ya, sessiz olur o zaman kaybolusum,ölümüm,nerede kiminle nasıl öldügüm...yani şimdi defnenin tek hatası tv yıldızı olmak basarılı bir "kadın" olmakmıydı? diyorum...demesem de zaten aklım hep can da ,deli gibi seven kocasında..ölenlerim var benim de..biliyorum o dipsiz kuyu gıbı soguk kara ozlemi, yanına gitme arzusunu,şimdi nasıl diye delicesine merakı..olmeden esime kızıma not bırakmak istiyorum paranoyakça..onlara sizleri izliyorum,göruyorum demek için...birsey degistiriyim evde, bir nesne oynatayım yerınden mesela...sız ben ölünce bakın ona..ıletişim kurayım sizinle...kızım da benimle...buyudukçe konussun benimle mesela ,başı sıkıştığında bana danışsın,yüreğinin sesi ben olayım o zamanlarda,babası kızdığında mesela annem de hak veriyor babama desin ,okuldan mezun oldugunda,evlendiğinde,büyük işler başardığında anlasın yukardan ona baktığımı ya da anlasın "ruh"san bir değerin yok bir daha dünya üzerinde.. vazgeçsin beni düşünmekten mesela...ben sımdı gozumu kapayım ölümümü goreyım mesela...O toprağa kefenle yumak yapılmaktan korkuyorum ben..Allah rahmet eylesin bana veda değil mi sonunda...
YanıtlaSilYazıyı okudum şimdi, yalaka ve yılışık bir yazıymış, hiçbir şey söylediği de yok. Gerçekte çocuğa hitaben yazı yazdığı filan da yok, çocuğu kullanarak kendine yazı teması oluşturmaya çalışmış. Ama aptalca, çünkü D.J.F da tanımıyor ve onu tanımaya hiç yaramayaacak tarifler yapıyor. Ayrıca bilmediği bir konuda ve kişi hakkında, hata yaptı diye gerçeği yobaz bir şekilde çarpıtıyor ve üstelik bunu ukalaca yaparak, dogum sonrası depresyonuna bağlıyor. Hiçbir değeri olmayan bir yazı.
YanıtlaSilİnsanlık ölmüş demeyeceğim , insanlık can çekişiyor ama.Hani biz dua ediyorduk? Onlar için.
YanıtlaSilDurmayalım.Devam edelim.
'Ölüye ve ölüme' saygıyı unutturan sebep ne bize? Biz nasıl bu aşamaya geldik? Ben asıl bunu merak ediyorum.
CAN'a mektuplar, mesajlar, e postalar, notlar... herkes birşeyin ucundan tutup kendini gündeme getirmeye çalışıyor. Lohusalık denilen şey 40 günde geçer annenin, yeni hayatına, düzenine alış(ama)ması ağlarsın, sinirlenirsin. Ne olmuş neyi aklamaya çalışıyorlar anlamıyorum. Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ İRAN değil. Kişiler kendi kendini idare edebilirler. İnsanlar Biri evli, biri bekar diye görüşemeyecekler mi? evlerine gidemeyecekler mi? DEFNE YUNUS'u evine çağırmış CAN'ı görsün diye eğer aynı şey onun evinde olsaydı bu kez ne işi var bekar bir adamın evli bir kadının evinde mi? diyeceklerdi. Yıllar önce Kumkapıda 4 kadının ne işi var demişlerdi. Köşe yazanlar karar versinler kadınlar tek başına nerede bulunabilirler ya da bulunamazlar diye.Nereden biliyorsunuz ne için oraya gittiğini ne kadar süre için kalacağını. Beyninizin kıvrımlarında her işin sonunu Cinselliğe çekmek son derece iyi niyetlerle bir arada bulunan insanlara başka tanımlamalar yapmak tamda bu insanlara göre. 48 yaşındayım anneyim, kocam namus bekçim olamaz köşe yazarları HİÇ olamaz, Mahkemeler anlaşamayan herkesi boşuyor.
YanıtlaSilBirde o yazının oldugu sayfaya yapılan yorumları okuyun. Herkes yazıdan çok memnun bense o kadar sinirlendimki sabahın köründe kalkıp o sayfaya yazacağım yorumu planladım. O bir mektup değil, bir annenin yazacağı mektup hiç değil. Öyle olsa çocuğun gözünden bakıp acaba ne hisseder diye düşünürdü.İleride yaşayacagı acıları ve eksiklikleri önüne sermenin ne anlamı var? Alternatif yaratmaya çalışmış ama çok boş.
YanıtlaSilüzülüyorum sanatçı olmak ölümünün sorgulanması demek değildir herkes düşüncesini kendisine saklasın Can ilerde büyüdüğünde annesini çok büyük bir sevgiyle hatırlayacak çünkü etrafındaki kişiler babası annanesi dedesi ve defnemizin en yakın arkadasları Can'a öyle anlatacaklar Can videoları izlediğinde annesinin yaptığı BÜYÜK İŞLERLE dizileriyle yarışmalarıyla başarılarıyla gurur duyacak ölüm Allah'ın emri herkes topraktan geldi toprağa gidecek herkesin söylediği birbir defterlere yazılıyor bunu unutan insanlar ölümü bir meleği melek olmuş bir anneyi kullanıyorlar ama biz sevenleri buna izin vermeyeceğiz yunusum senide çok severdim saygım ve sevgim bin kat daha arttı arrtık bitsin bu konuşmalar defnede rahat uyusun toprağı bol mekanı cennet olsun
YanıtlaSilhttp://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16962018.asp
YanıtlaSilbüyük üstad dan
Üzüldük ama!....üzülme kardeşim...ömründe bir kere bile o insanla bir muhabbetin olmadıysa,tanımadıysan üzülme...Oğluna falan da mektup yazmaya kalkma..sanırım buna en son hakkı olan insanlardansın.sana oturup ta ahkam kesme hakkını kim veriyor ki...DEFNEyi ben de hiç tanımadım.ama gözümü ayırmadığım kral tv günlerinde saçlarına ve tarzına hayranlık duyduğum biriydi.Sonra severmişim ki yaptığı er programı ve yarışmayı izledim.Sadece Trt dekini görmemiştim onun nedeni de Trt yi izlemediğim için denk gelmemiş olmam. kısaca Defne bir şekilde benim de hayatıma değdi geçti.o yüzden çok üzüldüm..o 32 yaşında gencecik bir evlattı ve 1.5 yaşında süt kokulu bir bebeğin annesi.bu nedenle de ölümü çok acıydı.bunun ötesinde birşey yok.
YanıtlaSilsen de öfkelenmekte haklısın elbet...ama ne olacak biliyor musun...senin acın, içinde katılaşıp kalacak onlar yarın bir başkası için kalemlerini bileyecekler...ne yazık ki içlerinde minicik bir vicdan azabı bile olmayacak...
sevgiler...
Çok kasmış bence. Zorlama olmuş. Bir de arada Ayşe Arman'a çaktırmadan gönderme yapmış filan. Çok komik buldum. Sinirleri bozuluyor insanın bazen böyle şeyleri okuyunca, ben de irreti oldum. Tebrikler. Güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilSevgiler
Aylin
reklam yapmaya çalışan dedelere inat sen hep yaz pirim yapmaya kalkan, köşe yazarları değil köşede kalan yazarlara sen hep cvp yaz..en okkalısından yaz tokat gibi insin her birine
YanıtlaSilYunus ne kadar üzüyorlar seni,ailesini ve defneyi değil mi ? ne kadar gereksiz konuşmalar bunlar sanki kalkıp yerinden açıklama yapabilecekmiş gibi. kızı da rahat bırakmıyorlar yerinde, huzurunu kaçırıyorlar..
YanıtlaSilYazık bu devlete,bu çıkarcı iki yüzlü zihniyetlere..
yüregine ve sessizliğine sağlık..
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16962018.asp Yılmaz ÖZDİL çok güzel yazmış yine ..
Nedir herkesin derdi anlamış değilim.. Ölen öldü olan oldu, hesap sorma merakı aldı başını gidiyor. Soranlar kim? Ne hadlerine? Sanki sorduklarında bir şeyler mi değişiyor? Gerçi değişmesini de isteyeceklerini sanmıyorum ya! Bıkmadan usanmadan bu durumu kendilerine pay edinip asıp kesmekte, acımasızca ve had'sizce eleştirmekteler.. Hiç mi insanlık kalmadı en azından ölene değilse de ölüme saygımız olsun çok zor değil susmak,düşüncelerini kendine saklamak..Hiç olmadı gidene rahmet eyleyip kalanlara başsağlığı dilemek..benim bildiğim bu ne çabuk değişmiş her şey..Hesap soracak biri varsa bunun adresi bellidir daha fazlası hiç kimseyi ilgilendirmez..ilgilendirmemeli..!
YanıtlaSilAYNI YAZIYI OKUDUM VE O SACMA LAF TAKILDI SADECE GOZUME LANET ETTIM CEVAP VERENLERE BAKTIM HEPSI SALAK STIRIN GIDIN DEDIM.. TESEKKURLER YAZI ICIN BENIM CIGLIGIMA SES OLDU..
YanıtlaSilBu kadının diğerlerinden hiç bir farkı yok. Her ne kadar bazı dediklerine katılsam da gerçekten tanımadıkları bir insanın üzerinden prim yapmak bu başka bir şey değil. Dediğin gibi Defne Joy dinler bunları "bir daha da yapmaz"...
YanıtlaSilölmeseydi de bizi ilgilendirmezdi ama öldü ve nedense herkesi bir ilgidir sardı. cidden bize ne ki?
YanıtlaSilböyle yazanlar da yüzü en batıya dönük gibi gözükenler ya işte ben oraya takığım aslında. sinsilik cidden kötüdür ve tehlikelidir, katılıyorum. doğudaki kızımız kadınımız ne yapsın ben onu düşünüyorum.
Çekilin Anne geldi: ahkam kesmek istiyorum alabildiğine.. Şikayetim var benim.. dayattılar anneliği kutsaldır diye perişan ettiler bu bilgiyle. Anne kusurdan münezzehtir, anne hata bilmezdir ve daha neler.. Hayır efendim, değildir. Anne de alelade bir bireydir. Çocuklarını seven ama kendi başına yaşamayı isteyen, özlemleri olan, yalnızlığa ihtiyacı olan, arkadaşlarına takılmayı arzulayan, fırsat bulsa bunun için bir dakaka düşünmeyecek olandır. Bu dayatmalar yüzünden anne bunu yapsa da devamlı vicdan azabı içindedir. vs vs.. uzar bu konu, ben çok dertliyim.
YanıtlaSilCan'dan bir ay buyuk kizi olan bir anneyim, Defne ile de ayni yastayim. Ve evet ben de gezmek istiyorum, ben de arkadaslarimla cikip eglenmek istiyorum, sabaha karsi eve donmek istiyorum, "evdekiler ne yapti? kizim uyudu mu? uyandi mi?" diye dusunmeden sadece arkadaslarimla takilmak istiyorum.Cunku ben de insanim, Defne gibi... hatali ya da hatasiz... kime ne!
YanıtlaSilKimi zaman ben de yapiyorum bunu, cikiyorum arkadaslarimla gonlumce. Defne'nin olumunden sonra cogunlugu anne olan ve birlikte gece ciktigim arkadaslarimla ayni seyi konustuk. Demek ki disari ciktigimiz aksamlarin birinde basimiza birsey gelse bizim icin de neler neler soylenecek. "Cocuklu kadinin ne isi var canim gecenin bir yarisi disarda!".....
Birakin artik konusmayin da rahat uyusun,....