Çarşamba, Eylül 03, 2014

DOĞUM GÜNÜ AŞURESİ

Dün doğum gününmüş. Unutmadım. Çünkü bilmiyordum. Zaten hiç hatırlamayacaktım. Çünkü bilmiyordum. Bilmeden bir şeyi hatırlayamazdım. Unutsaydım...O kötü olurdu işte. Çirkin olurdu o! Benim için yani. Biliyor olurdum çünkü o zaman doğum gününü. İnsan bildiği şeyleri unutabilir ancak.
Biliyor ve unutuyor olurdum.
Yine de üzüldüm ama unuttuğum için doğduğun günü. Kızdım bana. "Bilseydim keşke" dedim doğum gününü. Bilseydim ve hatırlasaydım.
Kızdın mı?
Keşke öldüğün günü de hatırlamasam! Bilmeseydim keşke o günü! Hiç olmasaydı!
Biliyorum ve unutamıyorum.
Ben o 2 günün arasındaki günleri, senle olanlarını seviyorum. Onlardan çok hatırlıyorum. Bir tanesi "aşureli".
Aşure getirmiştin bana bir kere. Sabaha karşı 4 müydü? Nişantaşından Fulyaya gelmiştin. Yürüyerek. Elinde aşure. Ben yerken, sen koltukta oturdun. Yerken seyrettin beni. Sonra gittin. Kaseni de aldın giderken.
"Güzel olmuş!" dedim ben sana. Sen bana bir şey sormadın. Gülerdik aşureye. "İçinde nohut olan tatlı!" derdik. En çok da nohutlarını severdim ama ben. Zaten her fırsatta , her şeye gülerdik. Bugünün tarihini bile bilmiyorum Defne. Bugün de başkalarının doğum günüdür muhakkak.
Bugün, bugünün tarihine gerek duymadım hiç. Evden çıkmadım hiç bugün. Evde klima var. Gürültülü ama. Kızardın sen olsaydın klimaya. Ben de kızıyorum.
Biz aynı şeylere kızardık.
Ama soğutuyor da bir yandan gürültü yaparken. Ev serin ve gürültülü.
Kızardın ama yine de sen olsaydın.
İnsan evde neden o günün tarihine ihtiyaç duysun ki? Evde pek işe yaramaz tarih filan.
Benden bir yaş büyük olacaktın dün. Aramızda kalırdı bu ama, merak etme.
Kızdın mı? Doğru söyle?
Ben sadece annemin doğum gününü biliyorum. O da 1 mayıs diye. Sen zaten biliyorsun ama doğum gününü bilmediğimi. Annemin doğum gününü bilmediğimi de biliyor musun?
Bugün 3'üymüş. Az önce gördüm.
Evdeyim hala.
İyi ki doğdun Defne!
Keşke ölmeseydin! Aşure yapsaydın...Gülseydik yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder