Biliyorum burası bana iyi gelecek. Yazı yazılan yerler bana iyi gelir.
Tenim gibi. Deri bir tuval.
Tembelliği bırakıp, terapiye başlıyorum. Bilgisayar fobim var. Tek başıma bir bilgisayarla aynı odada kalamıyorum mesela. İnternetle de aram pek iyi değil. İdare ettim bugüne kadar internet pornosu olmadan, kimseye email atmadan.
33 yıl oldu.
Artık yeter!
Artık bilgisayarı önüme koymalıyım. Terapi başlıyor.
Beni yenmesinden korktum galiba kompüterin. Bilgisayar ne güzel "Türkçe".
"Yap-boz" da güzel türkçedir mesela.
Basit ama etkili bir savunma yaparak uzak durdum bilgisayardan 33 yıl boyunca.
Ailemizin ilk torunu, benim ilk yeğenim Özgür, "Bilgeresay" derdi bilgisayara. Helikoptere de "kedikopter". Ne olurdu hep çocuk kalsaydık! Bok vardı büyüdük!
33 yıldır bilgeresaya karşı geliştirdiğim savunma çok basitti: Oynamazsan, kaybetmezsin.
Oynamazsan, kazanamazsın da ama. Bir şey kazanmak için yazmıyorum. Kim bilir; belki de çok şey kaybederim.
Yazarak ne kaybeder ki insan?
Zaman? Zaman mı kaybederim?
Bu; ne yazdığınla, neden yazdığınla ilgilidir çoğu zaman.
Zamanı ne yaparsan yap kaybedersin zaten. En çok kazandığın zaman bile kaybedersin.
Terapi başladı.
Kaybetmekten korkmazsan, kaybetmezsin. Korkmuyorum şimdilik. Yazmaya devam edersem korkar mıyım? Yazmayı bırakır mıyım korkudan, bilmiyorum!
Korkmuyorum. En fazla imla hatası yaparım.
33 yıldır elime bilgeresay almamıştım. Doğuştan tövbeli gibiydim.
Geçmişe özlem gibi, eskiye hürmet gibi romantik nedenleri yok bilgeresaysızlığımın. Sadece gerek olmadı. Kimseye mektup da yazmadım mesela uzun zamandır.
Uzakta olan çok az insan tanıyorum. Mektup, uzağı sever.
Bakirdim.
Ve tam da bir bakir erkek hali içindeydim: acemi, ürkek, telaşlı!
Haliyle hiçbir bilgisayar istemedi beni hiç bir kadının istemeyeceği gibi!
Bu ilk!
Heyecanlıyım.
Bunu unutmam herhalde. Zaten unutsam da; döner okurum.
"İlk seferimi" kaydettim.
FAVORİ
-
Derbilerin favorisi olmazmış. Kim diyor?
Ben demiyorum ama var diyenler.
Gazeteci-spor yorumcusu öyle diyenlerin bazıları.
Bence biraz kaytarıyorlar. Risk a...
14 yıl önce
çok güzel anlatmışsın yunuscum... ne abartı var ne yapmacıklık... sen böyle yazarsında biz okumaz mıyız??... :)
YanıtlaSilYaz tabi. Artık defterlere günlük yazma devri bitti, internet çağında yaşıyoruz. İstemesek de hayatımızın bir yönü bilgisayarlara bağlı.
YanıtlaSilBence ünlü ünsüz herkesin blogu olmalı. Belki burada yazdıklarını ileride kitap haline getirirsin. Benim bloga da beklerim;) http://www.rahatyazar.com
e bu şahane haber. ilk yazı da öyle. sanki konuşuyormuşsun gibi, hani o tanıdık hızınla, ardarda kelimeler.
YanıtlaSilhadi bakalım öyleyse!
hoşgeldin aramıza.
YanıtlaSilsana burada rastlamak ne güzel, hoş geldin.
YanıtlaSilbu adamin fight club diyologlarindan cikmis halini izlemeye aldim
YanıtlaSilyazmalısın...
YanıtlaSilbugün, ne yapıyor acaba diye seni düşündüm... kayda değer bir şeyler yapmış herkese kucak acan sağ kol google bu linki de verdi...çok sevindim.. yazmana çoook sevindim...yazılarını zevkle okudum..sanki okumuyorum sen anlatıyorsun gibi...
anlatmaya devam..
sevgiler,
Çok geç sayılmaz bu blogu takibe almam değil mi?
YanıtlaSilUzun yıllar okuruz umarım..
okudum.
YanıtlaSilher yazını, her satırını, her kelimeni.
anladım.
ellerine sağlık.