Canın sıkılıyor biliyorum. Canın sıkkın her "standart" insan gibi.
Hadi gel seninle "Başbakancılık" oynayalım.
Ne? Kuralları mı bilmiyorsun? Mühim değil; kuralları sen koyacaksın zaten. Yani kim başbakan olursa, kuralları o koyuyor bu oyunda.
Ama elbette bazı temel kuralları var. Bizim oynayacağımız, "başbakanlık" oyununun, "Türkiye versiyonu".
Önce başbakan olacak kişi sabit fikirli olacak. Bu çok önemli. Parkur burada başlıyor. "Başlangıç noktası" burası. Kimseyi dinlemeyecek. Her şeyi en iyi ben bilirim diyecek. Diyaloğa,iletişime kapalı olacak bütün kanalları.
Oyunun bu kısmına "Dik duruş" diyoruz.
Bu bağlamda dünyaya kafa tutacak, herkese gider yapacak, tüm kafa tuttukları, gider yaptıkları kendisiyle "alay ederken" filan üstelik.
Her şeye, herkese karışacak. Yaşam standartlarını o belirleyecek. O ne derse o olacak.
Gaddar olacak başbakan bu oyunda. Ölen çocukları meydanlarda, aileleri ile beraber yuhalatacak ama kendisini yuhalayanları dövecek (oyunda yumruk bonusu var). Konuları saptırabilecek her koşulda başbakan olan oyuncu. Yalan söylemekten, kışkırtmaktan hiç çekinmeyecek. Mesela "kabataşta saldırıya uğrayan türbanlı bacı" ya da "camide alem yaptılar" gibi masallarla milyonları oyalayacak. Milyonlarca insanın önünde, birilerini hedef göstermek, kilit bir başka nokta bu oyunda. Bknz: Mehmet Ali Alabora. Hedef gösterilenlere ne olur, halk arasında bölünmeler yaşanır mı, hiç umursamayacak. Zaten aslında ne kadar bölebilirse, o kadar iyi!
Bu uğurda mesela; "ÜLKENİN ASIL SAHİPLERİ" diye bir toplum ayracı atacak ortaya.
Yargıyı tanımayacak, saygı duymayacak ama aynı yargıya sığınacak işine geldiğinde.
Sürekli bir mağdur hali bu oyunda çok puan demek. Zenci olmak, hizmetkar olmak milletine; "hapisten çıkış kartı" kadar mühim. Fakat bu milleti yerde tekmeleyen birine bile kıyamayacak başbakan her kimse bu oyunda. "toplum vicdanı" asla umursanmayacak! Zaten kimseyi "yedirmeyecek".
Resmi olarak 12 yıl, aslen 40 yıldır eş güdümlü çalıştığı hocaları, cemaatleri bir anda düşman ilan edecek. Gözünün önünde yapılaşan yapıyı fark edemeyecek ama yine de "Asrın Lideri" olacak.
"pişkinlik" çok işe yarar bu oyunda.
Zayıf hafıza da aranılan bir özelliktir başbakancılıkta.
Sürekli bir inkar hali de geçerli akçedir. Suçlamaları devamlı "operasyon, montaj, şantaj" gibi laflarla geçiştirecek ve unutturmaya gayret edecek. Kendi halkını fırçalamak, azarlamak özellikle çok artı puandır başbakancılıkta.
Diğer oyunların tersine; bu oyunda "mızıkçılık" altın bonustur.
Daha çok "temel kural" var. Ayrıca doğaçlama da yapılabilir. Sınır yok, limit yok.
Çünkü aslında "hakem" yok.
Başbakan aynı zamanda , "başbakancılık Türkiye versiyonunda" sadece başbakan da olmayacak. Kral olacak, halife olacak, peygamber olacak, doğum kontrol uzmanı, derebeyi, imparator, diktatör...
Ne lazımsa, kim lazımsa o olacak başbakan.
Dedim ya; kuralları başbakan koyacak.
Çünkü hakem yok. Demokrasi yok.
Eeeee? ne diyorsun? Oynayalım mı?
FAVORİ
-
Derbilerin favorisi olmazmış. Kim diyor?
Ben demiyorum ama var diyenler.
Gazeteci-spor yorumcusu öyle diyenlerin bazıları.
Bence biraz kaytarıyorlar. Risk a...
14 yıl önce
Ne güzel yazmışsın.
YanıtlaSil