Cuma, Temmuz 04, 2014

John Q. vs. Ekmelleddin İhsanoğlu

O kadar uyamadım ki yine dün gece. Bu başka bir yazının, yazıların konusu. Yine gayet uyuyamadan önce, John Q.'yu yine izledim. Bu 3. oluyor üstelik. İyi filmler en az 4 kere izlenmeli bence. Kötü filmler de 2. Eş zamanlı, sayın Ekmelleddin İhsanoğlu varmış başka bir kanalda. Kendisini yine izlemedim. Daha önce hiç izlememiştim üstelik. Ben sayın John Q.'yu izledim başka bir kanalda.
Sayın Ekmelleddin İhsanoğlu'nun takım elbisesini, kravatını görmedim. Hiç merak da etmiyorum. Bıyıklı olduğunu hatırlıyorum sanki hayal meyal. Zaten bıyıkları olmasaydı şaşardım. Sayın Ekmelleddin İhsanoğlu'nu hiç merak etmiyorum ben. Benim için ne düşündüğünü, bü ülke için planlarını, projelerini hiç merak etmiyorum.
Bende merak duygusu uyandırmayan, uyandıramayan daha çok, insanları merak etmiyorum haliyle. Gayet normal bu. Yani meraksızlığımın normal olduğunu düşünüyorum.
Son yıllarda o kadar çok Ekmelleddin İhsanoğlu gördüm, tanıdım ki; yeni bir Ekmelleddin İhsanoğlu'na ihtiyacım, özlemim yok anlayacağın. Neden kendisinin seçildiğini, dünyaya yayılan, neredeyse 90 milyon Türk vatandaşı içinden nasıl öne çıktığını, hangi normlarla, hangi fikrin, görüşün, geleneğin çatısı olduğunu bile merak etmeyi bıraktım.
Aklım Brezilya-Kolombiya maçında. 2 günlük tatil bitti dünya kupasında. Dünya Kupası için tatilden dönerdim mesela.
Sivas Katliamında, insanların YAKILDIĞI, insanların başka insanları YAKTIĞI SİVAS KATLİAMINDA; "Aziz Nesin'in de tahriki var" diyen bir insanı merak etmem ben. Edemem.
Son yıllarda çok gördük bunu söyleyen insan. Çok tanıdık bu CİNAYETLERİ GEREKÇELENDİRMEYE çalışanları. Yeni birini görmeye, tanımaya ihtiyacım yok. Dinlemem bunu söyleyen bir kişinin başka söylediği hiçbir şeyi. Duymam. Ciddiye almam. Böyle bir şey söylenmemiş gibi; biri böyle bir şeyi söylememiş gibi yapamam. Bu öyle "ağızdan kaçacak  bir şey" değil çünkü.
Ne farkım kalır o zaman o yakılan insanları yakan insanlardan?
Yine "YOK SAYILDIM" ben. Kaçıncı kere oluyor bu bilmiyorum. Bıraktım saymayı filan da. Ağrıma gidiyor ama yok sayılmak artık. Bir seçmen, bir vatandaş olarak önüme sunulan seçeneklerden "KÖTÜNÜN İYİSİNİ" seçmek zorunda olmaktan sıkıldım ben. Sen sıkılmadın mı? Muhalefetin, bir türlü, "TWITTER SİYASETİNİ" aşamamasından, benden daha fazla bir şey yapmıyor olmasından sıkılmadın mı?
Islak kıyafetler gibi vücuduma yapışan çaresizlikten bıktım ben. Soyunmak istiyorum artık.
O ıslak kıyafetleri çıkarmak istiyorum. Ne olacaksa olsun artık; görmek istiyorum.
Kendimi ona göre konumlandırmak, yerimi "YURDUMU" bilmek istiyorum. Başka birine, başka bir fikre, geleneğe olan tepkimin "SÖMÜRÜLMESİNDEN" nefret ettim. Kullanılmaktan, enerjimi emmek isteyenlerden nefret ettim.
Tatil sevmiyorum ben. Çok sıkılıyorum tatildeyken. Haliyle tatilde olmayacağım o büyük gün geldiğinde. Lakin tatilde olsaydım da; dönmezdim.
Brezilya-Kolombiya maçı için dönerdim tatilden mesela.
Bunları, beni "yok sayanlara"; "var olduğumu" anlatmak için yazıyorum.
Nasıl olsa, yine yok sayılacağım.
Maç akşam 11'de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder