Pazar, Temmuz 06, 2014

ŞOFÖR

Djokovic ve Federer'le randevum vardı ne güzel.
Çimlere yayılacaktık ne güzel.
Randevumuzun saatin bekliyordum evde ne güzel.
Dün akşam şahane insanlarla, şahane bir #kafamadaböceklervar seansı yapmıştık ne güzel.
Saçma bir mutluluk, yersiz bir keyif vardı üzerimde. Korkarım böyle zamanlarda.
Federer'i de abim gibi severim. Oysa büyüğüm ondan.
Sonra, yanlışlıkla, gözüm twitter'da yerel TT listesine kaydı. Engel olamadım.
Salağımdır çünkü ben.
Kör olabilmeli bazen insan. Ben olamadım. Vizörü kapayamadım.
Ve...
Ve...
Dilim varmıyor bunu yazmaya...
"KARMA EĞİTİM KALDIRILSIN" gibi çirkin bir şey gördüm o listede. Birileri öldürmek istiyor bu ülkeyi.
Sırada hangi hashtag var diye düşündüm mesela.
#KIZ ÇOCUKLARINI ÇÖLE GÖMELİM
 Bu "Yeni Türkiye" dedikleri var ya; işte o "ESKİ İRAN" aslında.
Her yeni olan şey, iyi midir sanıyosun?
Bu "YENİ TÜRKİYE" tehlikeli.
Dünya için. İnsanlık için tehlikeli.
Twitter'ı azaltmam lazım biraz.
Einstein haksızmış. Albert yanılmış.
Hani zaman makinesi imkansızdı? Hani zamanda yolculuk mümkün değildi? Biz başardık. Yaptık makineyi.
Orta Çağ'a döndük.
Karanlıktan belli değil mi? Sen güneşe ne bakıyorsun? Güneşin işi seni kandırmak. Aldanma. Kandırma kendini. İzin verme güneşe.
Tünel var; evet.
Işık var tünelin ucunda; evet.
Ama ışık karanlık.
Tünelin sonunda IŞİD var.
Hiçbir şey yapmasa insan; dursa sadece, tırnakları uzuyor. Saçı uzuyor. Zaman hep ileri gider.
Biz nasıl çevirdik zamanın yönünü? Bunu nasıl başardık biz?
Ülke olarak "NOBEL" almalıyız. "MODEL" ülkeyiz; evet.
Peki kaç modeliz?
Şu an hangi yıldayız biz? Kaç haneli şu an içinde bulunduğumuz yıl?
Otobüslerde şoför, "GERİYE DOĞRU İLERLEYELİM!" der ya hani; işte biz tam o durumdayız.
Şoför kim, bil bakalım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder