Pazartesi, Ocak 25, 2010

PASTIRMALI YUMURTA

İyimser biri değilim. Daha ziyade akılcı ve gerçekçiyim. Karamsarlık da bazı zamanlar bunların alt kümesi olabiliyor. Varsın olsun. Alıştım ben. Böyleyim. Yeni değil bu algı benim için. Küçükken de böyleydim. Hiç büyümüyorum galiba. Hormonlardan yana bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum. İyi bakıyorum kendime. İyi besleniyorum. Büyümeye meraklı değilim diyelim. Umut dolu biri değilim sadece. 'Her şey düzelecek, her şey daha iyi olacak, memleket her alanda olacağı gibi, sporda da yakalayacak dünyayı hatta geçecek!' demiyorum. Bunu beklemiyorum da. Gelişmekte olan ülke ne zaman gelişecek? diye merak etmiyorum hiç. Benim merak ettiklerim başka. Neşe saçamıyorum 7/24 !. Somurtkan da değilimdir ama. Farkındayım biraz. Lanetliyim. 'Dalgama' bakıyorum! Televizyon izlemeyi seviyorum. Özellikle spor izlemeye meraklıyım. Futbol ve Basketbol kayırdıklarım. Şımartıyorum onları. Basketbol farklı bir spor futbola göre. Öncellikle elle oynanır ve berabere bitmez. Kuralları dışında da çok farklıdır basketbol. Salon sporları daha bir asil olur. Adı üstünde:'SALON SPORU'. Eskrime baksana! Oyuncuları daha aklı başındadır. İnanmazsın, entellektüel olanlarına bile rastladım doğada. Basketbolcuların 'türü' değişiktir. Camiası daha bir kalitelidir. Yorumcuları daha bir 'çekilir' olur. Daha bir edepli,esprili ,bilgili. Yorumlar daha bilimseldir. 'Vatan, millet, Sakarya!' naraları atılmaz. Sporun özü konuşulur. Basketbol seyircisi, takipçisi de farklıdır. Maçlara çekirdekle girilmediğinden olabilr. Gerçi son bir kaç yılda özellikle üç büyüklerin (!) maçlarında seyirci profili biraz geriledi. Sergen Yalçın formalarıyla basketbol maçlarına gidenler çoğaldı. Salonda meşalleler yakılmaya başlandı. Futbol seyircisi yakışmadı basketbola,olmadı. Basketbol maçlarında 'ofsayt' diye bağıranlar gördüm ben. Koltuklar kırılıyor artık büyük(!) maçlarda. Basketbolculara saldırma cüretini gösteren aptal adamlarla doluyor bazen salonlar. 1.60 boyunda, göbekli, kel bir adam, hangi duygu ve düşünceyle 2.10'luk bir basketbolcuya saldırabilir anlayamıyorum. Aptal cesareti böyle bir şey herhalde. Basketbolcular gerçekten farklı futbolculardan. Basketbolcuların daha 'başka' insanlar olmalarını, 'okumuşluk'larıyla da açıklayabilrim. Daha bir 'sporcuya' benzer basketbolcular. Tuhaf saç traşları , füturistik sakal tasarımıları baskın değildir basketbol oyuncuları arasında. Maç sonlarında ezberden konuşmazlar genelde. Konuşurken kıvranan basketbolcu görmedim ben. Çoğu 100 kelimenin üzerinde kullanıyor konuşurken. Kitap okuyorlar belli. Servet Çetin'le benzeşen bir basketbolcu tanımadım, görmedim. Servet Çetin bütün sporlara tek başına yeter zaten. Yorumlar da farklı basketbolda. Basketbol yorumlarında çok sık rastlanmaz 'kahve' jargonuna. Bilimsel veriler, istatistiksel datalar temel olur argümanlara. Yorumcular solaryumdan haz etmez pek. Abidik-gubidik kıyafet tercihleri karakteristik özellikleri değildir mesela. Standartları farklıdır. Dinledikleri müzikten, kullandıkları arabaya kadar farklı tercihler yön verir hayatlarına. Mercedes yerine Audi kullandığına eminim bir çoğunun. Yöneticileri de başkadır basketbolun. Mütahitler domine etmez basketbolu. Konuşurken özne yüklem yuşmazlığı konusunda hassastırlar. Yabancı dil bilenleri bile vardır! Rüya gibi değil mi? Eski basketbolcular, futbolcu eskileri gibi ahkam kesmekten ziyade, sporlarına katkı vermeye çalışır. 'Ergin Ataman adam değil!' diyen bir basketbol yorumcusu duymadım. 'Çalamadı çünkü yüreği yetmedi!' şeklinde kabadayı ağzıyla yorum yapmazlar hiç. Kişilik haklarına saldıran, ağzı köpüren, kelle isteyen, kan koklayan yorumculara rastlayamazsınız pek basketbolda. Pozisyonların 'pierosu' yoktur. Pozisyonların 'ultra süper slow-motion' tekrarları 18 açıdan gelmez ekranlara. Pastırmalı yumurta tarifi verilmez programlarda. Tuvalet kağıdından pota da yapılmaz. Hatta basketbol programlarını çocuklar da izleyebilir! Otorite olarak kabul edilen yorumcuların gerçekten farklı bir perspektif getirdiğine şahit oluruz basketbol oyununa. 'Engin Atsür her yerini öpüyorum,her yerini!' gibi erotik ve saçma sapan yorumlar yapmaz, tutamayacakları sözler vermezler anlatıcılar. Anlatıcılar amigo olmazlar, her basketi gol gibi anlatmazlar. ULUBATLI HASAN'a dönüşmezler!
Amerika'lı bir beden eğitimi öğretmeninin armağanıdır basketbol. Çam sakızıdır biraz. Güzel oyundur. Nezakelidir. Pota altı serttir ama. 3 saniye koridoru zorludur. 24 saniye basketbolda çok uzun bir zamandır. Dansçı kızları vardır basketbolun,tüylü maskotları. Atlettir aynı zamanda basketbolcular. Uzunların sporudur, kısaları dışlamaz, oynayanlar uzar biraz. Erkek sporudur ama kadınlar da oynar. Bence oynamasa da olur ya, neyse :) Basketbol kendi dildini konuşur. Alan savunması yapanlar, adam adam savunma yapanlara darılmazlar! Faulün basketlisi olur. Sayılar hem çift, hem de tektir basketbolda! Blok festivalleri, hava harekatları,postere malzeme olanlar, atarken geriye çekilenler, potaya 'penetre' ederken hiç çekinmeyenler, extra paslar heyecanı körükler. Koca koca adamlar hatalı yürür, ikili sıkıştırılanlar isyan etmezler!Bir tek şeyi sevmem basketbolda: Uzun saçlı basketbolcular! Uzun saçlı basketbolcu olmaz, olmasın! Basketbol 4 perdelik, müzikli 'enfes' bir oyundur!
Genel bir tablo sundum ben. Büyük bir resim yaptım. Darılmaca gücenmece yok! Alınganlık göstermesek ne ala! Herkes bilir kendini! Yarası olan gocunur! Benim sporum basketboldur!

3 yorum:

  1. Basketbolu o kadar güzel anlatmışsın ki bence bir çok insanın bakış açısı değişecek. Eline, yüreğine sağlık:)

    YanıtlaSil
  2. Eline sağlık. Futbol seyircisi ya da en azından "sadece futbol seyircisi" salonlarda taşkınlık yapmadığı zaman basketbol gerçekten çok keyifli, bir de seyircimiz yurtdışındaki seyirciler kadar oyunu öğrendiğinde çok daha güzel olacak inşallah. 40-50 yaşında teyzelerimizin ayağa kalkıp hatalı yürüme işaretini hakemden önce yaptığı gün bu iş olmuş demektir. (Olur mu demeyin İspanya'da oluyor çünkü...)
    Ukalalık yapmak istemem ama bir de dip not ekleyeyim. Basketbol her zaman iki ihtimalli bir spor olarak bilinir ama iki maç üzerinden oynanan elemeli Avrupa maçlarında maçlar berabere bitince uzatma oynanmıyor.

    YanıtlaSil
  3. Bir basketbol izleyicisi olarak basketbolu bu kadar keyifli anlatan başka bir yazı daha okumadım! Eline, yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil