-Ne oldu akşam? Nuh'a ne oldu? niye öldürüldü Nuh?
-Kartopu oynuyorduk
-eeeee?
-Kartopu oynuyorduk biz
-Sonra?
-Kartopu işte...
-Onu anladım. Onu sormuyorum. Nuh'u niye öldürdü o adam?
-Kartopu oynuyorduk biz.
-ne?
-Kartopu abi! Kartopu!
Sen uyma kimseye! Kartopu oynama sakın kimseyle! Ölürsün!
"Türkiye nasıl bir ülke? Ne ülkesiyiz biz?"
Ben cevap bulamıyorum bu sorulara. Ülkemi sınıflandıramıyorum. Zaten bir sınıfı yok artık Türkiye'nin. Kendi sınıfını yarattı çoktan. Başka hiçbir ülkeye benzemiyor. Başka hiçbir ülke benzesin de istemem benim ülkeme.
Benim ülkem mi peki bu, artık emin bile değilim. Kartpostallardaki ülke bu mu!
Sınıfında tek! Hem birinci, hem sonuncu. Hem her şeyi var, hem hiçbir şeyi yok.
Ne ülkesiyiz biz?
Turizm ülkesi mi? Spor? Sanayi? Sanat ülkesi miyiz yoksa? Tarım ülkesi?
Sanmam.
Türkiye bir İSLAM ÜLKESİ galiba. Sadece bir İSLAM ÜLKESİ. Başka referansımız kalmamak üzere. Tek marifetimiz bu olmak üzere.
MÜSLÜMAN BİR SANAYİ ÜLKESİ değil mesela.
"Müslüman bir turizm ülkesi olmak" ile sadece bir "İslam ülkesi olmak" arasında o kadar çok yıl, şey var ki! Ton farkı var. Niyet farkı, vizyon, yön farkı var. Bizim yönümüz ne? Nereye biz?
Tercih yapmak zorunda değiliz ki! Hepsi olur bir arada! Bal olur öylesi. Var örnekleri. Çalışır yani bu tasarım. İşler. Tıkır tıkır işler.
Biz "Allahsız" mıydık 10 sene önce? Çocuklarımız ateist mi büyüyordu? Anneannelerimiz, dedelerimiz insan mı kurban ediyordu önceleri? Bayramlarda el öpmedik mi biz?
Oruç tutanları astık mı? Oruç tutanları işaretledik mi? Fişlendi mi onlar?
Hiçbir zaman Belçika olmadık, evet. Lüksemburg olmamız mümkün değil.
Genetik izin vermez.
Olmasak da olur. Başka ülkeye, başka geleneğe öykünmesek olur. Endonezya da olmayalım ama. İran'a özenmeyelim.
"Biz" iyiydik. Defolarımız vardı. Hep vardı. Hep olacak. Ama çözerdik bunları. Arayı yapardık. Orta yolu bulurduk. "Beraber" yaşardık. Yaşamadık mı?
İnce buz üzerinde yürüyoruz şimdi. İnsan yutan kumlardayız sanki. Hep parmak uçlarımızdayız, hep tedirgin.
Kartopu oynarken ölmek istemiyoruz ulan işte! Çok şey mi bunu istemek? Doyumsuz muyuz?
20 yaşında bir çocuk, bir insan, bir kadın defalarca öldürülmesin, tecavüz edilmesin demek "Allahsızlık" mı? Biz "kötü feministler" miyiz?
Hem duamızı okuyup, hem isyan edemez miyiz?
Berkin'i milyonlara yuhalatan, Özgecan'a fatiha istiyor protestodan önce.
Tehlikeli bir pişkinlik.
Korkunç bir cürret. İntikamcı bir kibir. Akıl durduran bir unutkanlık.
Biz hepsini, aynı anda yapıyoruz. Yapabiliyoruz çünkü. Siz yormayın o güzel kafanızı.
Baba-oğul-oğulun "kankası" kaç kere öldürmüş Özgecan'ı!
Doyamamışlar öldürmeye.
Önce ruhunu öldürmüşler. Kolay olmamış ama. Savaşmış Özgecan. Tırnaklarıyla direnmiş.
Sonra bıçaklamışlar. Sonra kafasına levyeyle vurmuş delikanlılar(!). Sonra yakmışlar, ellerini kesmişler.
Kartopu camına gelmiş dükkanın. Dükkan sahibi delirmiş. Zaten deliymiş. Ona güveniyormuş. "Bana bir şey olmaz. Dakkada çıkarım" demiş.
Deli ya! Deli güveni varmış adamda.
Bir deli, bir delilik halinde, deli deli "kıydı" pek aklı başında birine.
Nuh'un göğsüne ekmek bıçağını saplamış. Nuh, onun ekmeği için AVM'ye karşı direnmişken,direniyorken,direnecekken. Direnen insanların huyudur bu. "Başkaları" için de direnirler. Zaten "Başkası" diye bir şey yoktur direnen insan için.
Arkadaşları donuktu. Katatonikti hepsi. Şaşkınlardı. Uzun sürer bu halleri.
Travma bunlar. Yerleşir bunlar. Kolay kolay atılmaz sistemden. Adı üstünde; TRAVMA!
Ne oldu bu millete? derken biz, milletin vekilleri çekiçle "girdi" birbirine "İÇ GÜVENLİK(!) YASASINI" tartışırken(!).
Paradoks bu değilse, nedir paradoks.
Asıllar sarsılmış! Asıllar utanıyor! Kimin adına , daha ne kadar utanabiliriz biz?
Çocuklara utanabilmeyi öğretmemiz lazım. Utanmayı da boşlarsak...
Bu utanabilme hali bana hala umut veren. Bu "utanca" güveniyorum. Bu "utancı" tutalım, bırakmayalım bunu. Kodlayalım utancımızı.
Faydalı bir utanma bu. Boşvermişliğin panzehiridir faydalı utanmalar.
Anladım. Anladık. Delirelim isteniyor. Yine o tanıdık, o korkunç soru:
Ne ülkesiyiz biz? "Deliler Ülkesi" mi?
Peki.
Oluyor istenen. Az kaldı.
Diyelim ki; hepimiz delirdik.
Sonra?
Sonra ne olacak?
FAVORİ
-
Derbilerin favorisi olmazmış. Kim diyor?
Ben demiyorum ama var diyenler.
Gazeteci-spor yorumcusu öyle diyenlerin bazıları.
Bence biraz kaytarıyorlar. Risk a...
14 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder