Çarşamba, Temmuz 09, 2014

ÜNLÜLER...ÜNLÜLERİMİZ!

Bir ülkenin sosyal statüsünün, IQ'sunun, gelişmişlik düzeyinin sağlaması 3 noktadan yapılabilir kolayca:
1-Reklam kuşakları
2-Taksileri
3-Ünlüleri
Memleketimizin ünlüleri iki'ye (2) ayrılır mesela:
Kadın ve Erkek olmak üzere.
Şaka yaptım.
"Ben o konuya girmiyorumcular" ve "Ben o konuya giriyorumcular."
Mesela ben şimdi bu konuya gireceğim. Üstelik ben ünlü de değilim.
"Ben o konuya girmiyorumcular", adından da anlaşılacağı gibi, hiçbir konuya "girmezler". Her ne kadar o konular hepimizin hayatına girmiş olsa da; bu türün ünlüleri, o konuların sağından-solundan, üzerinden-altından geciverirler.
Bence bu müthiş bir meziyet. Herkes yapamaz.
Zaten herkes yapamadığı için onlar "özeldir". Çok özeldir hatta.
Çok özel, Çok zengin ve çok popüler.
Umursamazlar. Umursayanları yok sayarlar. Umusamazlar.
Onlarla sinemaya bile gitmezler. Görüşmezler. Telefonlarını açmazlar. Sevgili olmazlar.
Hiç risk almazlar. Alamazlar. Fizksel bir engelleri de yoktur aslında. İsteseler alırlar. Lakin istemezler! Bilerek istemezler! Zira risk alan; para kaybedebilir. Şöhreti azalabilir. Bunu hiç istemez bu tür ünlüler.
Jipleri vardır hepsinin. Genelde beyaz jipler. Aşırı pahalı spor arabaları vardır. Arabaları o kadar güzel, parlak, havalı ve pahalıdır ki; arabaları park halindeyken bile başlarına adam dikerler bir şey olmasın diye. İSPARK'a güvenmezler.
Elektrikli araba kullanan ünlümüz var mı?
Niye olsun ki? Beyaz jip alacak paraları varken...?
Zaten eminim, GEORGE CLOONEY'in beyaz jip alacak parası yoktur.
Her 3 kişden 1'inin magazinci olduğu semtlere giderler bu kapıları yukarı doğru açılan spor arabalarıyla, koca beyaz jipleriyle ve her nasılsa; o magazinciler onları görüntülediğinde, yani işlerini yaptığında, kızarlar. Öfke nöbetleri geçirirler.
Büyücüdür her biri!
Hep alırlar. Toplum onlara ne verirse,alırlar. Ama hiç vermezler.
"TOPLUMA GERİ VERMEK" gibi bir nosyonları hiç yoktur. Onları baş tacı edenlere hiç bir şey vermezler geri. Hep alırlar.
Cimri ve bencil birer Robin Hood'dur onlar. Her şeylerini  alırlar onları pamuklara saranlardan.
Zamanlarını, ilgilerini, sevgilerini, dualarını alırlar.
Karşılığında berbat,sıkıcı ve aynı şarkılar yaparlar bu ganimetlerle. Ya da harikulade dizilerde oynarlar.
Daha ne yapsınlar? Onlar da böyle mutludur.
Çok mutlu, çok zengin, çok şöhretli, çok popüler...
"Ben o konuya giriyorumcular" da, adından anlaşılacağı üzere, o konulara girerler. Risk alırlar. Fikir beyan ederler. Belki kariyerini yakanlar bile olur aralarında, çok para kaybederler ama pek sallamazlar.
Tutamazlar kendilerini. Başka türlüsünü bilmezler.
Umursamak bir refleks olmalı.
Bir parçası oldukları toplumu iyileştirmek, doğruları söylemektir gayeleri. Bu türün ünlüleri, "Halka inmezler" mesela. Halklarıyla beraber yükselmek isterler. Kırıp dökmeden, sövmeden, saldırmadan...Sadece düşünerek, düşündüğünü ifade ederek. Geri vermek isterler sadece.
Aldıklarının birazını geri vermek!
Toplu taşıma kullanır, geri-dönüşüm yapar, duşta suyu idareli kullanırlar. Dünya vatandaşıdır onlar.
İyi müzik yapmak, adam gibi işlerde olmak isterler.
Beren Saat de konuştu geçen günlerin birinde. "ilk sözlerini" söyledi. Adım attı.
"Eski Türkiye'yi, 90'ların Türkiyesini özlediğini" itiraf etti. "Tutamadı" belki de artık kendini.
Kenan'la yakışıyorlar birbirlerine.
O da, "o konuya" girdi.
Bunu çok önemsiyorum zira Beren Hanımın milyonlarca insana, her hanede, erişim hızını,etikisini önemsiyorum.
Her haneyi önemsiyorum.
Benden daha fazla dikkate alınacağını biliyorum. Hiç üzülmüyorum, hiç kıskanmIyorum.
Aksine...buna çok seviniyorum.
Umarım devam eder. Çok güzel olmak, çok güzel bakmak, işini çok iyi yapmak dışında; topluma geri verir.
Ona tacını veren topluma!
Gerçi olanlar oldu; ölenler öldü...
Ama yine de...bu da bir bir şeydir!
Darısı diğer türün başına.

2 yorum: